Ataşehir Mutlu Sonlu Masöz Bayanlar

Ataşehir Mutlu Sonlu Masöz

Burada bö yle bir şey olmayacak, henü z değil. Nate olasılıkla bu yü zden şimdiye dek bö yle işlere bulaşmadı. Fazlasıyla gü venli burası. Nate karşı konulmaz bir seçenek, çekince, canını tehlikeye atma Ataşehir Mutlu Sonlu Masöz gibi durumlarda buna katlanabilirdi; dikkatsiz bir gü lü ş, ışıl ışıl gö zler, ö lü m bir yalancı basamak ö tede. Bunun yerine, Ağustos gü neşinin altında pişiyor, yabancılara yaltaklanıyor, sokaktan gelen egzoz dumanlarıyla cenkmak için bir sigara daha yakıyor.

Bu broÅŸü rleri almak için ofise gittiğinde, onu savurgan bir oğul benzer biçimde karşıladılar. BuruÅŸuk yazlık elbiseleri içinde ü ç kadın, onunla el sıkışmak için oturdukları daracık yerlerden fırladılar. Annesi bir harikaymış, öyle enerji doluymuÅŸ ki, Nate onunla gurur duymalıymış… Mü dü r onu kahverengimtırak ofisine çaÄŸrı etti. Yazı masasının ü stü gö ğü s boyu kirli kaÌ‚ğıtlarla doluydu: Mektuplar, formlar, eski gazetelerden kesilmiÅŸ kupü rler.

Ataşehir Mutlu Sonlu Masöz

Nate annesinin bileğini burktuğunu sö yledi. Sonra, kabalık etmeden, elinden geldiğince açık seçik, kendisinin ancak gelip geçici olduğunu, yalnızca anası gelemediği için geldiğini anlatmaya çalıştı. Dilekçeyi de bir tü r şaka olarak gö rdü ğü nü eklemeye gerek gö rmedi. Sö zde istekçe Başbakan’a gidecekti ve hiç kuşku yok ki Başbakan onunla kâğıttan uçaklar yapacaktı. Editö re gö nderilen mektupları okumuştu; dolayısıyla, bir çok insanoğlunun altı milyon Quebec’liye, PakistanlIya, sendika başkanlarına, travestilere gö z yummaktansa, el tırnaklarım sö ktü rmeye razı olduğunu biliyordu.

Evet, dü şlerindeki parlak kırmızı, mü zikal Mountie’nin7 ü zerindeki boyanın çatlamış bulunduğunu kabul etmektense, tırnaklarını söktürmeye razıydılar. Olasılıkla mü dü r kendisi de dilekçenin bir şaka olduğunu biliyordu. Bir şeye sırıtıyordu az ö nce. Soytarı bir metelik yığını şeklinde gü lü msü yordu; beyaz dişleri pek azca gö rü nerek, açgö zlü lü kle, aldatıcı kişiliksizliğiyle. Elma yanaklarının ü zerindeki gö zleri kurnazdı ve o gö zlerin içinde Nate kıvır kıvır kıvranmaktaydı. Hepsi ona, olmaktan olanca gü cü yle kaçınmaya çalıştığı şeymiş şeklinde davranıyorlardı: Annesinin oğlu. Belki de öyledir.